Özellikle insan kaynakları danışmanlık şirketleri gibi yoğun işe alım yapan şirketlerin kullandığı online mülakat platformları pandemi döneminde işe alım süreçlerindeki etkisini bir hayli arttırdı. Araştırmalar, dünya genelinde şirketlerin yüzde 36’sının salgın döneminde işe alımlara devam ettiğini ve değerlendirmeleri online mülakatlar ile yaptığını gösterdi. Youthall.com’un açıkladığı verilere göre şirketlerin online mülakat gerçekleştirme oranlarında Haziran ayı (2020 ) içerisinde yüzde 300‘e varan bir artış yaşandı.
Çalışmayan ve iş arayan adayın uzak bir lokasyonda çalıştığı veya ikamet ettiği durumlar haricinde, hali hazırda çalışan ve iş değiştirme düşüncesi bulunan adayların da mevcut iş yerinden izin almak zorunda, iş arama fikrini etrafındaki kişilerle paylaşmak zorunda kalmaması online görüşmelerin görünmeyen avantajı olarak karşımıza çıktı.
Kurumlar rekabette üstün çıkmak için gereken gücün; yetenekli ekipleri bulmaktan, kuruma dahil etmekten, tutundurmaktan, mevcut yetenekli ekip ile birlikte uyumlu çalışmasını sağlamaktan geçtiği gerçeği ile yüzleşince online mülakatlar yetenek arayışında lokasyondan bağımsız hareket etmeyi de destekledi.
Online mülakat teknikleri, modelleri, platformları birçok workshop ve webinarın konusu oldu ve kurumların dijital platform yaratma ihtiyaçlarını arttırdı. Robotik sistemler mülakat süreçlerinin belli bir kısmında yer alır hale geldi. Robotik sistemlerin insan kaynaklarının birçok operasyonu noktasında iş birimlerini desteklese de insan odaklı düşünülmemiş ise yetenekli bir adayı nasıl etkileyeceği tartışıldı. Tüm bunlar olurken yakın geçmişte iş hayatına adım atan Z kuşağı da iş dünyasına dair tüm kuralları baştan yazmak isteğini hiç gizlemedi.
1996 doğumlu biri olarak, içerisinde benim akranlarımın da yer aldığı Z kuşağının yeni nesil işe alım süreçlerinde yaklaşımını anlamak için detaylı gözlemler yaptığımda; teknoloji kuşağı olarak da adlandırılan bu kuşağın öncelikli beklentisinin detaylardan olabildiğince uzaklaşıp en kısa yoldan sonuca ulaşmak olduğunu belirtebilirim. Detaylarla, kurallarla ve dayatılan hiçbir koşulla ilgilenmeyen Z kuşağı iş hayatından da ekosistemindeki herkesten de aynı sonuç odaklılığı ve hızlı aksiyonu beklediğini belirtiyor. Bireyselliğe, kendini değerli hissetmeye ve samimiyete diğer tüm koşullardan daha fazla değer verdiğini, işe alım mülakatlarında basmakalıp sayılabilecek tüm sorulardan ve hiyerarşiden duyduğu memnuniyetsizliği de rahatlıkla dile getiriyor. Doğal liderlere, düşünce liderlerine kendilerini daha yakın hissediyorlar. Organizasyonlarda yaşayan değerler ile ilgileniyorlar. İnternet, hayatlarının büyük bir parçası olduğundan online mülakatlarda kendilerini gergin hissetmiyorlar. Teknolojiye merakları yüksek ve mülakatlarda kullanılan yeni nesil platformlar ilgilerini arttırıyor. Mülakatlarda her zaman bekleneni söylemeseler de niyetlerini açıkça ortaya koyuyorlar. Bir işin günlük, aylık ritmi onları ilgilendiriyor ve dahil olacakları işin, projenin amacı ve kapladığı alan ile yakından ilgileniyor. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda çoğu zaman eleştirilen yeni nesil ile mülakatların çok zor olmadığını belirtebilirim. Bunun yanında mülakata katılacak akranlarıma da kendini rahat ifade etmenin karşı tarafın hak ve alanlarına girmek olmadığını, görüşme zamanına uyum, dinleme, görgü kurallarından vazgeçmeme gibi evrensel iletişim kurallarının her nesilde geçerli olduğunu da hatırlatmak isterim.
Birbirimizi iyi anladığımız, yetkinliklerin, potansiyelin iyi değerlendirildiği, ortak amaç ve kültürün iyi anlaşıldığı, temel iletişim değerlerinde ve insan odağında geçen mülakatların artması dileklerimle.
Nisan Çelik.